Ana içeriğe atla

yuppiiii haftasonu yaklaştı :))


öğrencilerle vakit geçire geçire onlara benzedim iyice... boşuna "ya huyundan, ya suyundan" dememişler... hafta sonu geliyor diye, bi zil takıp oynamadığım kaldı... bugün de son saatte 9. sınıf, sınıf öğretmenlerinin toplantısı vardı ve biz (9.sınıfların sınıf öğretmeni olmayanlar) erkenden kaçtık... tüm erken çıkan öğretmenlerin ağızları ensede düğüm olmuşken, toplantıya kalanlar bizlere kötü kötü bakıyordu :) hıhh, bize ne... biz zümreye kalmış, ortak sınavlar için soru hazırlıyorken, çocukları yarışmalara, münazaralara çalıştırırken sizler kıs kıs gülüyordunuz giderken...

yarın cuma :)) eve gelip ilk iş olarak üzerimdeki yemek kokularından kurtulduktan sonra (maalesef ki kantinde nöbetçiyim ve okul çıkışında sosisli, tost, patates kızartması ile hamburger karışımı halini alıyorum... onlar kadar lezzetli değilim o ayrı) pijama ve pofidik terliklerimi giyinip, üzerime battaniyemi alıp film izleyeceğim... çayımı da demlerim; biraz tomurcuk, biraz seylan, biraz da rize attım mıydı, ohh miss :)) kestanede mi alsam acaba?! aman, kim uğraşacak? resmen keyif yapmayı özledim lan! ahh ahhh, yan gel osman hallerimden eser yok artık... ama yarın olucam, valla bak...

Yorumlar

yagmurzerresi2 dedi ki…
plan süpermiş hadi bakalım keyıflerın en guzeli sizin olsun
iris dedi ki…
teşekkür ederim efem :)) sizin de olsun ama, tek bana olmaz :))
mythemis dedi ki…
ya kankasi ballisiçok özendim yarın aksam gelcem sana yaw. totoro'yu buz devrini,kunfu pandayı izleyelim kestaneler ben
iris dedi ki…
ayıpsın kankasi ballisi, gel tabii :)) hatta istersen yavrukuş da gelsin, izleyelim hepsini, yiyek, içek, sohbet edek (hiç yapmıyoruz ya :D )
Fısıltı dedi ki…
oh mis walla :) yarını kaç gözle bekliyorsun kimbilir :)
iris dedi ki…
çok gözle bekliyorum valla suskun güvercinim :)) dört göz az gelir :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah