Ana içeriğe atla

ben, kendim IV

iris hakkında gereksiz bilgiler ansiklopedisi, cilt 4

* efenim, ziyadesiyle inatçıyım... tabii bunda babamın soyunun arnavut, annemin soyunun karadenizli olmasının da payı büyük...

* çocukluk jargonumda etelek (etek), badaa(babanne), şımanak (şımarık), şaşaa (şadiye) gibi şahane yaratıcı kelimeler var...

* çok fena yaramaz bir çocuktum... ama ne yalan söyleyeyim sevimlilikten yırtardım... ne yaparsam yapayım, kimse bana kızmazdı da bana eşlik etmiş olanlar dayağı yerdi... hatta şöyle ki annem, öğretmenime şikayete giderdi, öğretmenim de benden çok memnun olduğunu söylerdi :D şu sinsi veletlerden değildim ama, ne bok yiyeceksem herkesin gözünün içine baka baka yapardım...

* iğneci mualla teyzeyi mahalleye sokmayan, her gördüğünde bağıra çağıra onu kovalayan psikopat velet benim!

* okul hayatım boyunca bir kere bile kopya çekmedim... çekmeye çalışana da engel oldum... birine hariç :D ortaokulda mythemis'le yanyana oturuyorduk, fen bilgisi dersiydi ve sevim adında cadı bir hocamız vardı... baktım mythemis kopya hazırlamış, "kızım bak çekme, bu kadın yakalar" dedim, beni dinlemedi... sonra ne mi oldu? kopya kağıdı yere düştü, mythemis ilk kopya denemesinde yakalanmış oldu... ben de; "ben sana demiştim." diyen gıcık insan modeli oldum...

* bu ara kapı gıcırtısına oynar haldeyim... içime kurt mu, dansöz mü kaçtı bilmiyorum ama, valla bunlar normal hallerim değil... yani tamam, dans etmeyi severdim de, böyle her an da değil yani...

* içimdeki hamarat kadın bu aralar fırlamış durumda... yerimde duramıyorum, sürekli bir şeyler yapasım var... hatta bir de sürekli yiyesim var da, yemesem daha bir iyi olur sanki...

* "süper baba" dizisinin hastasıydım... ve o yaş grubundaki birçok kız gibi o kavruk alim'e de aşıktım... sonra bir gün tanıştık kendisiyle, aynı mahallede oturuyormuşuz meğersem, "püüüü!" dedim, "kızım, senin aklına sıçayım... başkasını bulamadın!"

(arkası yarın :P)

Yorumlar

absalom dedi ki…
"bu ara kapı gıcırtısına oynar haldeyim... içime kurt mu, dansöz mü kaçtı bilmiyorum ama, valla bunlar normal hallerim değil... "

hahahaaaa
benim sevgili ananem bizim sülale kızları için aynen bu deyimi kullanır carmen.
kapı gıcırtısına oynayanlar :)))

çocukluk jargonunu takdirle izlemekteyim efenizm bilginize :))

yalnız laz damarı fenadır iyi bilirim.
%25 lazımdır efenim:)


dipnöt,
anlaşma yaparken seni uyarmayı unutmuşum küçük hanım...
ben feci takılırım.
ki önceleri yaklaşık 5-6 ay sadece strausun orpheusunu...
3-5 ay aida yı...
ve buna benzer takıldığım şarkılar vardır :))

"bahar" beni mahvetti hahaaaaa.
şimdi bi kaç ay her küfür edene bana ne kardeşim carmene gidin dicem haberin olsun :))))
iris dedi ki…
:)) ya cidden bu ara öyleyim ama absalom ya, sürekli bir kıpırdanış içindeyim :))

yakında babam gelecek, hatırlamadıklarımı hatırlatır efem, jargon tamamlanır :))

laz damarı da, arnavut damarı da fenadır ve maalesef bende ikisi birden var :D babam küfür etmek istediğinde direkt damarıma yönelir :D

dipnöte yanıt,
efem sorun değil, ben hepsine gerekli izahatı veririm... zira bu saldırılara alışkınım :)) o takılma huyu ne yazık ki bende de var... siz keyifli keyifli dinleniyiniz efem :))
absalom dedi ki…
piki...
merci...

:)))

kaçıncı kez sölüyorum ama yine sölicem inadına hahahahaaa

şahane bir yıl olsun sizin için efenim.

seni tanıdığım için mutluyum.

:)
iris dedi ki…
:)) rica ederim vronskycim :))

sizin için de şahane, ayşeli mayşeli bir yıl olsun efem :))

ben de sizi tanıdığım için mutluyum efem :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah