Ana içeriğe atla

MtL


mUtLuYum

MuTlUsUn

mUtLu

MuTlUyUz

mUtLuSuNuZ

MuTlUlAr

Yorumlar

Fısıltı dedi ki…
mutlu yıllar iris :) şimdi sana küçük bir soru mimlenmişim ben ama mimlenmek ne demek onu bilmiyorum:( susmalarıma gelip son yoruma bakıp nasıl ne diye mimlenmişim bakarmısın yüffen :)
deep dedi ki…
Mutlu yıllar iris,müzmin delilik geçmez ama yinede mutlu olucak çok sebep var yaşasın deliliğin şanlı tarihi bir sene daha eskidikmi ne:)
sevgiler..
iris dedi ki…
mutlu yıllar suskun güvercin :))
mutlu yıllar deep :))

eski deliler, yeni delilerden daha makbulmüş meğersem, o yüzden eskimek iyiymiş, öyle dediler bana :)

en güzel bişi, aklı selim olmak di mi ama ;))
Adam dedi ki…
yalnız, deliler çoğalırsa delilik sıradan hale gelir, dikkat!
ey aklı selimler, hayatı filimler yeni yılınız mutla dolsun.

dipzort: bir dahakine hangi fiili çekiyoruz hocam? :)
iris dedi ki…
:))

bir dahaki fiili henüz düşünmedim sevgili çekirgem, ben sana önceden haber ederim ;))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarık Akan'a Veda

bazı insanlar vardır, samimiyetine, doğruluğuna inanmanız için tanımanıza gerek yoktur. sadece bilirsiniz.  tarık akan da o insanlardandı işte. size selam vermesi için sizi tanımasına gerek yoktu, göz göze gelmeniz yeterliydi. "ün"ü hazmedememiş kimileri gibi yapmacık, gurursuz ve büyük burunlu değildi. "halk"tı o... insandı...  kendisiyle tanışma imkanım olmasına rağmen neden bilmem tanışmadım. bakırköy'de olduğu gibi, yıllarca bodrum'da da karşılaştık, bazı günler ailesiyle şahbaz motel'e  gelirdi denize girmeye... çocuk halimle hayrandım, yetişkin oldum hayranlığım hiç a zalmadı. siyasi tavrını, dik duruşunu gördükten sonra hayranlığım daha da anlam kazandı.  hiç unutmam, gökyüzünün delindiği bir kasım günü bakırköy'de karşılaştık onunla. 2-3 metre aralıkla taksi bekliyorduk ve o benden önde duruyordu. o şemsiyesiz, ben şemsiyeli olduğum halde durdurduğu taksiyi bana gönderip kendisi o yağmurda beklemeyi seçti. öyle de nazik bir insandı.  kaz...

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...