Ana içeriğe atla

:/

yaptığı makarnayı süzeceği yerde lavaboya döken salak benim!
bu ara üzerimde bir leylalık var ki,
insanlık adına çok tehlikeliyim...

Yorumlar

Alper Akpınar dedi ki…
en azından sosunu dökmemişsin henüz. :)
iris dedi ki…
bu iyimserliğine hayranım :))
mythemis dedi ki…
boşver... sen o hamur yığınlarını kendin döktün zannediyosun ama onlar kendileri zıplıyo bilmiyosun. Bak hayata yanlış yönden bakıyosun. Böyle yaparsan bahar geldiğinde (bizE biraz sor gelir de...)kış zannerdersin mevsimi benden uyarması!
hem ayrıcanek azıcık bişeyler kırıp döküceksin ki nazar çıksın. zanlımca senin gibi güzel kıza nazar değdiriyolar hep. E hatırlayıpta her an poponu kaşıyacak halinde yok. SONUÇ 1:ÇOK KONUŞTUM. SONUÇ 2: SEN ÇOK GÜZEL VE BECERİKLİ BİR KIZSIN SONUÇ 3: ARKADAŞINI SÖYLE SANA KİM OLDUĞU ÖNERMESİ DOĞRU OLDUĞUNDAN BENDE ÇOK GÜZEL VE BECERİKLİYİM. SONUÇ 4:BİZE NAZAR DEĞİYOR
iris dedi ki…
:D di mi arkadaşım, benim suçum yok, şaşkın diilim ben :D
valla ben bu sonuçların hepiciğini çok sevdim hee :D
hııı hııım kesinlikle bize nazar değiyor
Fısıltı dedi ki…
olur mu kıyamam bn sana olur arada böyle şeyler boşver takma kafana bak ben takıyormuyum ? dur yaw takıyorum walla şuan da koca kafamda kocaman bir kulaklık var:)
neymiş efenim başkalarına kafana birşey takma derken sende kafandaki kulaklığı çıkarki başkalarına verdiğin akıldan sende istifade et :P gece gece hele bu saate daha abuk bir yorum gelebileceğini sanmıyorum yaşasın gecenin en aklı selim yorumu benden :)
absalom dedi ki…
burdan mythemis daha fazla yorum yapsın kampanyası başlatıyorum hehehe.

sevgili carmen i daha çabuk tanıyorus sayesinde.

:)
iris dedi ki…
suskun güvercinimi aklı selimim olur di mi :) hıı hııı evet, bence de olur :) ama azcık da şaşkınım onu da biliyorum ki...
yorum şahane :D aklı selimlik daha şahane ama :D
iris dedi ki…
absalomcuumm
ahahah kampanyaya bak :D ama şunu da unutmayıs ki efem mythemis beni uzun uzun yıllardır tanıdığı için öyle görüyor da olabilir :P
absalom dedi ki…
tam tersi aslında carmen...
uzun yıllar tanıdığı birinin olumsuz yönlerini görme olasılığı daha fazladır.

olumluları daha fazla aklına geliyosa...
burdan çıkarılacak derinnnn dersler vardır...
arzederim.
ehiehiehi.


mythemis yazınız reca ederim efenim yazınız :))
iris dedi ki…
:)) piki efem (mantıklı bi açıklama üstüne diyecek bi şey bulamadım ve sustum)

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah