Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yolsuzluk Haberlerinin Çağrışımı

Bu kitabı ne zaman okusam yeniden, hep yeniden sarsılıyorum derinden! Ki yayınlanış tarihi 1946... "Belli bir ereğe varmak için her türlü aracın, aşağılık ve alçaklıkların, çirkin yöntemlerin bile geçerli olduğunu sanıyorsun. Yanılıyorsun: Amaç, ona varmak için yürüdüğün yoldadır. Bugün attığın her adım, senin yarın ki yaşamındır. Hiçbir büyük ereğe, kötü ve aşağılık yöntemlerle varılmaz. Yaptığın  her toplumsal devrim bunun doğruluğunu gösterdi. Ereğe giden yolun kötülüğü, iğrençliği ya da insanlıktan uzak oluşu, seni de kötü ya da insanlık-dışı yapmakta, ereğe varmanı da olanaksız kılmaktadır.” “Küçük adam üzerinde” güçlerini uygulamaları için iktidar sahiplerine yetki veriyorsun. Ama kendin dilsizsin; seni temsil etmeleri için güçlülerin ya da kötü niyetli güçsüzlerin daha fazla güçlenmelerine göz yumuyorsun. Her zaman aldatılanın sen olduğunu çok geç fark ediyorsun.” “Sana kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaad ediyorlar. Sana insani özsaygı değil, ulusal büyüklük vaa

özledim!

Buraya sık sık uğradığım, sürekli yazdığım günleri özlüyorum. Vakitsizlikten kelimelerim kurudu sanki... "Yazayım" dediğim şeyleri de unutuyorum. Yine de arada sırada bile olsa uğramak çok güzel.

"Dinle Küçük Adam"dan...

Ben ne kızıl, ne kara, ne de beyazım. Ben hristiyan, yahudi, müslüman, mormon, çok eşli, homoseksüel, anarşist ya da boksör de değilim. Ben bir kadını/erkeği, onunla evli olduğumu kanıtlayan evlilik cüzdanına sahip olduğum ya da cinsel açlığımı doyurabilmek için değil, gerçekten sevip ona değer verdiğim için kucaklarım. Ben çocukları dövmem, balık tutmam, karaca ya da geyik avlamam. Ama hedefi on ikiden vururum. Ben briç oynamam ve öğretilerimi yaygınlaştırmak için partiler vermem. Eğer öğretim doğruysa zaten o kendiliğinden yaygınlaşacaktır. Eğer benden daha iyi hekim değilse, çalışmalarımı bir tıp yöneticisinin eline bırakmam. Ve buluşlarıma kimin hükmedeceğine ya da etmeyeceğine ben karar veririm. Ben yasal kurallara anlamlı oldukları sürece tam olarak uyarım ama aşılmışlarsa ya da anlamsızlarsa onlarla mücadele ederim. (savcıya koşma hemen küçük adam, çünkü o da dürüst bir insansa aynı şeyi yapar.) Ben çocukların ve gençlerin bedensel aşklarını yaşamalarını ve rahatsız e

İyi ki doğmuşsun anne...

Sanırım yaşım kaç olursa olsun, dinmeyecek sana  olan özlemim...  Birlikte çok zaman geçiremesek de iyi ki doğmuşsun  anne...  Hüzünlü bir tanrıçaydı annem belki bundandır; dilimdeki bunca sitem... Geçmişi uzak, bugünü tuzak, geleceği incelikle işlenmiş nurdan sis. Bilmiyorum; yaşamayan hangi miz?

Sivas Katliamını Unutma, Unutturma

YAKILMIŞLAR AĞIDI 1. Şair gece vezniyle yaz bu şiiri karanlıkta uğuldasın dizelerin bilirim, yüreğe yüktür kin dediğin ki bu senin şair, bu hercai yüreğin yosun tutmaz bir çakılıdır anadolu derelerinin bağışlasın seni asım bezirci behçet ve metin bağışlama sen onları öldüreni çün kanı yerde şiirin şair gece vezniyle yaz bu şiiri karanlıkta uğuldasın dizelerin 2. külün söylediği yangındır yangının meselidir onunla uç sen eğer yanmış isen çığlık dediğin onun en gökselidir 3. derin derin sustuğum bir zamandı ıssızdı dilim, kırgındı ilim rüzgârsızdı yelken, susuzdu telli kavak gün buluta girmiş gibiydi yorgunluk duygusuna benzer kötümser bir hava her yanda o gündü bir uzak bir uzak sivas dedikleri toprak telefonlar imkansız iki elim iki böğrümde ha canım bir ses veren olsa tüten dumandan bir haber veren sularım durulacak o gündü bir uzak bir uzak sivas dedikleri toprak 'metin' olmak elimde değil 'behçet' engiz şiirler yazmak geliyor içimden vurmak karanlığa bir

Acıdır Bazı Şeyler

Ne zaman bu fotoğrafı görsem içimden ağlamak gelir... Şimdi olduğu gibi.

Detaylar: Davetiyemiz, nikah şekerlerimiz ve ayakkabılarım :)

Evlenmek zor iş... Hele ki bizim gibi her şeyle siz uğraşıyorsanız.  Biz hazırlıklarımızı özellikle uzun bir zamana yaydık ki yetiştirebilelim her şeyi. - Davetiyemizi kendimiz tasarlayıp hazırladık. Davetiyede kullanacağımız fotoğraflar kardeşim Görkem ve arkadaşım Taner Ünlü  (evlilik fotoğraflarımız da sağolsun, onun eseri) tarafından çekildi. Çok alışılmadık bir şey oldu, tam da istediğimiz gibi :)) Nikah şekerlerimizi biz hazırladık. Kapaklarına eklediğimiz minik ve şirin keçe magnetleri ise  http://www.rengimdesign.net/  'un marifetli sahibesi hazırladı... O kadar güzel oldular ki her gören hepsinden almaya kalkıştı :)) Şimdi her biri konuklarımızın buzdolaplarını süslerken, kavanozlarımız ise bazılarının küpelerini, yüzüklerini, kimilerinin baharatlarını, kimilerinin de kremlerini saklıyor :)) Ayakkabılarımı ise sevgili Sanem hanım  tasarladı. "Howl's Moving Castle" isimli Miyazaki animesini çok sevdiğimizden, gelin ayakkabılarımın üze

Mutlu Son :)

Bazen her şeyden sıkılıp uzaklaşmak istiyorsunuz; bazen uzaklaşıyorsunuz da. Her şey önemini, değerini yitiriyor sizin için. Yaşamaya devam etmek ya da ölmek birbirinden ayırt edilemez hale geliyor. Ve hayat, aslında tam da ondan vazgeçtiğiniz anda başlıyor. Umursamadığınız, "ne olursa olsun" dediğiniz anda... Sanırım her zaman, her şeyin -en olmaz dediğinizin ve hatta hiç düşünmediklerinizin bile- olma/ gerçekleşme ihtimali var... Bir sabah uyandığınızda çok sevdiğiniz birisini kaybetmiş ya da en çok güvendiğiniz kişi tarafından aldatılmış olabiliyorsunuz... Yıllarca süren ilişkiniz apansızca bitebiliyor... Bazen, hiçbir suçunuz yokken ihale size kalıyor ve baş suçlu ilan ediliyorsunuz... Anlamıyorsunuz... Ama her zaman kötü şeyler de olmuyor tabii... Yıllardır tanıdığınız, önce zirvelerde, sonra arkadaş ortamlarında birlikte bulunduğunuz, sohbetler ettiğiniz, hatta sabahlara kadar geyik yaptığınız bir adama aşık olabiliyorsunuz. "Evlilik bana çok uzak&qu

Yeni Bir Hayat

20 Nisan cumartesi günü yeni bir hayata başlıyorum... Tüm kırgınlıkları, hüzünleri ve geçmişi bırakıp. Yaşadığım hiçbir şeyden pişman değilim. Bazen "keşke"lerim olmuyor değil ama yaşamasaydım nasıl öğrenecektim?! Çok şey öğrendim yaşadıklarımdan. Ama yaşadıklarımdan öğrendiğim çok önemli bir şey var ki bazen fırsat vermek lazım hayata ya da hayatına girmeye çalışan insanlara... İnsan yıllardır tanıdığı birine de delicesine aşık olabilirmiş... İnsan, o yıllardır tanıdığı insanla evlenebilirmiş... Hepiniz mutlu olun... Hepinizin mutluluğu daim olsun...

Günlerden 2 Nisan

2 Nisan günü, 2008 yılında Birleşmiş Milletler tarafından "Dünya Otizm Farkındalık Günü" olarak kabul edildi. Ve ilgilenenler için;  Otistikler Derneği 27 Nisan 2013 Cumartesi günü Beyoğlu Belediyesi Şişhane Gençlik Merkezi'nde "Otizmde Gerçeklik ve Umut" başlıklı bir sempozyum gerçekleştiriyor, haberiniz olsun ;)

Yakın

Öyle çok zaman oldu ki gerçekten bir şeyler yazmayalı, kelimelere ihanet etmiş gibi hissediyorum kendimi. Yazamıyorum... Zavallı cümlecikler dökülüyor ellerimden, vazgeçiyorum. Elbet yine kavuşacağım sözcüklerimle ama ne zaman bilmiyorum. Bu aralar tatlı telaşlar içindeyim. Bir yandan iş, bir yandan özel işler derken geri kalan her şey -ki buna bazen dostlarım da dahil- vakitsizlikten uzak kalıyor. Ama az kaldı... Birbirimizle olacağımız günler yakın...