Ana içeriğe atla

şaşmış felek sendromu


bu ara sapıtmış durumdayım... çok yorgundum ve zihnim her zamankinden daha yoğundu... 40 tilki olmuş mu, 120 tilki?! allam yarebbim, saat 18:00'de yattım, saat 19.00'a saatimi kurdum... apti saat çalmadı! telefonlarımın seslerini kısmıştım, babam 8 defa aramış ama dışardayım sandığından evden aramak aklına gelmemiş... hal böyle olunca ben 23.15'te uyandım, "sabah oldu, uykumu aldım" niyetiyle :D

hepten feleğim şaşmış durumda... o değil de, ben de şaşkın bir insan haline dönüşüyorum, arada zekamdan da şüphe etmiyor değilim hani! sonum hayrolsun diyorum, başka da bir şey demiyorum...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!