Ana içeriğe atla

zilli sultan'ın gözünden


işte bu benim :)
dört yaşındaki yeğenimin gözünde böyle görünüyorum işte...
tatildeyken bana "halaaa senin resmini çiziim mi?" sorusuna "çok sevinirim fıstıkiçim, hadi çiz bakalım resmimi" cevabını aldıktan sonra, öyle mutlu oldu ki, büyük bir şevkle çizdi. tabii üretim ve yaratım aşamasında bakmama izin vermedi zilli sultan. ama resmi bitirip, arkasına saklayıp gelişi çok güzeldi... o ışıl ışıl gözler, bir şey başarmış olmanın verdiği mutluluk ve sonrasında gelen "ama as bunu..." diyen tatlı bir ses... sen resim yaparsın da ben asmaz mıyım onu bitanem?..

şimdi bana her gelişinde ilk işi mutfağa gidip, buzdolabının üstüne iliştirdiğim resmi kontrol etmek... sonrasında da gelip "sen beni çok seviyosun dii mi halaa? ben seni çok seviyorum ki..." demek :)

hem seni nasıl sevmeyeyim ben, halasının bitanesi :))

Yorumlar

absalom dedi ki…
iris ben de yeğenlerin yaptığı resimleri heryerlere asardım :))

hala da asılıdırlar...

büyüyünce ve onları görünce daha hoş oluyo :)))

göreceksin.
iris dedi ki…
arkasına tarih bile attım absalom :)) o resme baktığımda her şeyi unutuyor ve kendimi mutlu hissediyorum...

şimdi bu kadar hoşsa, gelecekte -dediğin gibi- daha hoş olacaktır, eminim...

görmek umuduyla :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

şimdi, biliyorum

"bu sabah yağmur var istanbul'da", ben pencerenin ardına saklanmış sokağı izlemekte ve içimdeki tekir kırgın kırgın bakmakta yüzüme... bugün anılardan başka hiçbir şeyim yok... elimdeki "aşk" dolu kupadan yudumlayarak yağmuru izliyorum... ve bekliyorum sanki, hiç gel(e)meyecek birini... oysa gelse şimdi, aniden çalınsa kapı, kapıyı açtığımda karşımda o olsa... bir an bakışsak, sonra hiç vakit kaybetmeden sarılsak... ayrılmasak... "geçmiş"in ve "gelecek"in olmadığı sonsuz bir "şimdi" içinde... bugün yağmur var istanbul'da... rüzgâr, o hiç gel(e)meyecek olandan şarkılar fısıldarken, ben cumbada eski bir istanbul hanımefendisi suretinde beklemekte... ve dışarıda hüzün var bugün, bu gece, bitmemecesine... o burada... gelse de, gelmese de... yüreğimdeki tekir kıpırdanıyor, tatlı mırıltılar içimde... biliyorum benimle ve o bilmese de; tar/lihim ellerinde...

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!

Müziğin Gücüne İnananlar İçin

" Doğa için çal !" demişken bunun " Playing For Change " in Türkiye ayağı olduğunu söylemeyi unutmuşum... Farklı kültürler, farklı ülkeler, çoğunlukla ünlü olmayan müzisyenler, müziğin büyüsü ve gücü... Ve sonucunda da tüm gelirin çeşitli yardım faaliyetlerinde kullanılması... merak edenler için; stand by me one love don't worry izulu bring it on home chanda mama war no more trouble a change is gonna come fannie mae god bless america mystery train pemba laka dileyenler http://www.playingforchange.com/ adresinden ulaşabilirler...