uyku tutmadı... zaten "normal" de olamadım hiçbir zaman... kitapları karıştırıyorken gözüme "uzak" çarptı, oruç aruoba'nın... ne "ortak" bir duyguydu uzaklık... ve özlemek elbette... altları bolca çizikli satırlardan azıcık paylaşım: "özlediğin, gidip göremediğindir; ama, gidip görmek istediğin... özlem, gidip görememendir; ama gidip görmek istemen... özlediğin, gidip görmek istediğin - ama gidip göremediğin... özlem, gidip görmek istemen - ama, gidememen, görememen; gene de, istemen..." "özlem, 'yeniden -gelecek misin bana- hep?' sorusuna artık yanıt bulamama konumudur- 'ne zaman hiç gitmeyeceksin?' sorusunun ise hiç sorulamadığı konum..." "özlem, yeri gelir, buruşturulup bir kenara atılmış bir sigara paketi gibi olur - öyle hisseder kendini özleyen..." "özlem, en çok yöneldiği olduğu halde, yarını siler; çünkü en çok önem verdiği, dündür - oysa, özlem, hep, simdidedir"