deneme-yanılma demişlerdi bana. bense; denedim-yanıldım. yenilgiye doymadım. ama pes etmedim, hiç pes etmedim!
yap-boz hayaller ülkesinde yapılıp-bozulan aşklar yaşadım… kimi zaman etken, kimi zaman edilgendim. ne yaşanmasına engel olabildim acının, ne tükenmesine aşkın… (yap)ayalnız bir (boz)gundum, artakaldım… günler matemdi, geceler avuntu ama acı gerçek “ben” unutulmuştu… işteşlik kazanmamıştı hasret. o oldu zaten… “madem” dedim, “özlenmiyorum” bundan böyle gecenin malıdır bedenim” ve çıkarıp göğsümden gökkuşağını, yaşlı bir çingeneye hediye ettim.
gece aldı bedenimi, hapsetti renksizliğe… “ağla” dedi “doyasıya ağla.” anlamsızca baktım yüzüne gözlerim dolu; “korkma” dedi, “görmeyecekler, sakladım seni kimsesizliklere.” bir ona inandım, bir ona güvendim… geceyle nişanlandığımı kimselere söylemedim.
sonra ansızın geceden örülmüş surları, gece yıktı biri… baktım ki, çingeneye verdiğim gökkuşağını bana getirmiş geri… diyordu ki “hadi artık soyun geceden, tazelen, görmek istiyorum renklerini.” “tamam” dedim ona ve yavaş yavaş soyunmaya başladım geceden… bozdum nişanı, şimdi gece eski sevgili… çağırıyor durmadan, yineliyor teklifleri… söylesem de ona dönmek istemediğimi…
ey aşk! utandırma beni!...
Yorumlar