Ana içeriğe atla

cumartesi



ne zaman dinlesem salya sümük ağladığım tek şarkıdır cumartesi... mekan tanımam, nerede duyarsam, orada süzülür yaşlar yanaklarımdan...

annem gittiğinde cumartesiydi... erken gitmeyi severdi. yine sevdiği gibi erken gitti... 48'indeydi gittiğinde ve ancak 38'inde göstermekteydi...

kasım geldiğinde içimdeki endişe büyümeye başlıyor hep, aralık gelecek ve o gün, olanca ağırlığıyla bir kez daha karşıma dikilecek diye. insan unutamıyor, o günü yaşanmamış sayamıyor... alışıyorsunuz, duyarsızlaşıyorsunuz, bir süre sonra ondan konuşmak, onun fotoğraflarına bakmak hırpalamamaya başlıyor sizi... ama özlemek yok mu?! en sıradan ayrıntılar bile dokunmaya, gözleriniz dolmaya, dudaklarınız titremeye başlıyor... bir ses, bir koku, bir renk, bir fotoğraf kanatmaya yetiyor, çoktan kabuk tutmuş yaralarınızı...

yine aylardan kasım... yine başladı teranem... ve yine cumartesi...

Yorumlar

absalom dedi ki…
kelimelerimin bittiği andır.
rahat uyusun.
iris dedi ki…
sevgili absalom
dileğin için teşekkür ederim... umarım rahattır, umarım...

Bu blogdaki popüler yayınlar

şimdi, biliyorum

"bu sabah yağmur var istanbul'da", ben pencerenin ardına saklanmış sokağı izlemekte ve içimdeki tekir kırgın kırgın bakmakta yüzüme... bugün anılardan başka hiçbir şeyim yok... elimdeki "aşk" dolu kupadan yudumlayarak yağmuru izliyorum... ve bekliyorum sanki, hiç gel(e)meyecek birini... oysa gelse şimdi, aniden çalınsa kapı, kapıyı açtığımda karşımda o olsa... bir an bakışsak, sonra hiç vakit kaybetmeden sarılsak... ayrılmasak... "geçmiş"in ve "gelecek"in olmadığı sonsuz bir "şimdi" içinde... bugün yağmur var istanbul'da... rüzgâr, o hiç gel(e)meyecek olandan şarkılar fısıldarken, ben cumbada eski bir istanbul hanımefendisi suretinde beklemekte... ve dışarıda hüzün var bugün, bu gece, bitmemecesine... o burada... gelse de, gelmese de... yüreğimdeki tekir kıpırdanıyor, tatlı mırıltılar içimde... biliyorum benimle ve o bilmese de; tar/lihim ellerinde...

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!

Müziğin Gücüne İnananlar İçin

" Doğa için çal !" demişken bunun " Playing For Change " in Türkiye ayağı olduğunu söylemeyi unutmuşum... Farklı kültürler, farklı ülkeler, çoğunlukla ünlü olmayan müzisyenler, müziğin büyüsü ve gücü... Ve sonucunda da tüm gelirin çeşitli yardım faaliyetlerinde kullanılması... merak edenler için; stand by me one love don't worry izulu bring it on home chanda mama war no more trouble a change is gonna come fannie mae god bless america mystery train pemba laka dileyenler http://www.playingforchange.com/ adresinden ulaşabilirler...