Yorgunluk belirtisi, belki bir aşkın bitişi. Yorarken ve oyalarken zaman, gecikilse de o sondan kaçış yok. Geliyor, yakalıyor, önce silkeleyip, sonra hırpalıyor.
Bitiş göstergesi, yol bitiyor. Tükeniyor söylenecek sözler...
Bir kavruk bedenle yola çıktım, ceplerime sıkıştırdım anıları, yokluğuna sığındım.. Hüzünleri iyice ezberledim de geldim… Virgülünden caydım, noktasını, esini belledim de sonra eledim senli yaşlarımı yalnızlığımın eleğinden.. Şimdi?
Yaklaşıyor galiba yolculuk vakti.. Görüyorum düşümde - gün gibi, gerçek gibi- bir trendir işte bindiğimiz; gri, yavaşça perondan ayrılan ve tüten dumanlarla vagonlarında güleç yüzlü, umut bakışlı anılarım ve ardında saklı ölüsü, doğmamışımın.. Biliyorum yolu ayrılıktan geçecek bu trenin.. Ve trenden yarım inecek bedenim.. Sense çoktan hazırlanmış, gideceksin, belki de tümlenecek bedenin özgürlüğüne doygun..
Bir bitiş, çıkınımızda işitilmiş, ikinci el sevda sözleri, azar azar silinirlerken kulaklarımızdan, yağmur da başlar, ayrılık hayal sanki.. Ama olanca sepyalığında canlanır geçmiş..
Oysa sendin, kasım yağmurlarıyla gelendin, ellerime sımsıkı yapışmış bir çift eldin.. Kokusunu ezber ettiğim, tenine alıştığım, sıcağım, benimdin.. Geçtin.. Soğudu her yer.. Mesafeler rüzgarları besledi ve ben gecenin kucağında.. İçimde med-cezir, çekiliyorken ruhum tenimden gece emziriyordu o acı ve ağır sütüyle beni.. Nasıl bir süt ki siyah, nasıl bir süt ki iniyordu gözüme perde. Unutturuyordu geçmişi ve şimdi aşk ağzımdan dışarı bakan bir yılkı atı kontrolsüzce..
Ve zor da olsa dilimde sana hitaben son söz, ey sevgili, benli günlerini sil istersen…
Bitiş göstergesi, yol bitiyor. Tükeniyor söylenecek sözler...
Bir kavruk bedenle yola çıktım, ceplerime sıkıştırdım anıları, yokluğuna sığındım.. Hüzünleri iyice ezberledim de geldim… Virgülünden caydım, noktasını, esini belledim de sonra eledim senli yaşlarımı yalnızlığımın eleğinden.. Şimdi?
Yaklaşıyor galiba yolculuk vakti.. Görüyorum düşümde - gün gibi, gerçek gibi- bir trendir işte bindiğimiz; gri, yavaşça perondan ayrılan ve tüten dumanlarla vagonlarında güleç yüzlü, umut bakışlı anılarım ve ardında saklı ölüsü, doğmamışımın.. Biliyorum yolu ayrılıktan geçecek bu trenin.. Ve trenden yarım inecek bedenim.. Sense çoktan hazırlanmış, gideceksin, belki de tümlenecek bedenin özgürlüğüne doygun..
Bir bitiş, çıkınımızda işitilmiş, ikinci el sevda sözleri, azar azar silinirlerken kulaklarımızdan, yağmur da başlar, ayrılık hayal sanki.. Ama olanca sepyalığında canlanır geçmiş..
Oysa sendin, kasım yağmurlarıyla gelendin, ellerime sımsıkı yapışmış bir çift eldin.. Kokusunu ezber ettiğim, tenine alıştığım, sıcağım, benimdin.. Geçtin.. Soğudu her yer.. Mesafeler rüzgarları besledi ve ben gecenin kucağında.. İçimde med-cezir, çekiliyorken ruhum tenimden gece emziriyordu o acı ve ağır sütüyle beni.. Nasıl bir süt ki siyah, nasıl bir süt ki iniyordu gözüme perde. Unutturuyordu geçmişi ve şimdi aşk ağzımdan dışarı bakan bir yılkı atı kontrolsüzce..
Ve zor da olsa dilimde sana hitaben son söz, ey sevgili, benli günlerini sil istersen…
Yorumlar