Ana içeriğe atla

saçma rüyalar ailesi


biz olsak olsak saçma rüyalar ailesi oluruz. yıllardan beri normal bir rüya gördüğümüzü hatırlamam... ne bileyim anlatırlar ya, şöyle güzeldi, otlar, çiçekler, böcekler, şahane bir yerdi falan... neden bilmem biz hiç öyle rüya gör(e)medik, hiç birbirimize anlatamadık... ne boktan bilinçaltımız varmış anasını satayım!

babam direkt bilimkurguya çalışır, "her rüyada bir film" vazgeçilmez sloganıdır... yapılmış en iyi bilimkurgunun bile kurgusu onun rüyaları yanında sönük kalır, ki ona bir nevi harcanmış yetenek diyebiliriz :)

kardeşim ya komedi ya korkuya çalışır... hangi formda olursa olsun, duyulabilecek abuk rüyalar onun tarafından görülür. bazen kaplanları evcilleştirip küçücük evin içine sokar, bazen titanlar tarafından lime lime edilir... dahası var da bizi ailecek tımarhaneye tıkmalarından tırstığım için susma hakkımı kullanıyorum... velhasıl acayiptir... misal geçen gün, erol günaydın ile gazanfer özcan'ın sokakta tartıştıklarını görmüş. sonra ben buna telefon açıyormuşum, çabuk erol amca'yla gazanfer amca'yı alıp eve gel, sürprizim var, yemeğe misafirimiz var diyormuşum. bunlar geldikten sonra kapı çalınıyormuş ve demet akalın elinde kocaman lahmacun paketleriyle geliyormuş! ne alaka lan! lahmacun, demet akalın ve benim ev :D imkansız :D

gelelim bana... benim de aram yoktur, uçlarda olmayı severim. ya rüyalarım gerçek olur, ya asla gerçekleş(e)meyecek kadar abuk sabuktur. gerçek olan rüyalarım da genellikle ölümlerle ilgilir (çok azı güzel şeyleri haber verir), tatsızdır... ve inanın ki önceden bilmek hiç de hoş değil... sadece bazen işe yarıyor o kadar... (geçtiğimiz şeker bayramında erkek arkadaşımı zorla memleketine gönderdim, iyi ki dinledi beni... zira onların istanbul'a adım attıkları saatte babannesini kaybettiler, son defa görüp gönlünü aldılar hiç değilse...)

yaa öyle işte, biz ailecek hak ediyoruz adımızı, kimse sulanmasın! he bir de lütfen gece gördüğüm rüya gerçek olmasın :))

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

şimdi, biliyorum

"bu sabah yağmur var istanbul'da", ben pencerenin ardına saklanmış sokağı izlemekte ve içimdeki tekir kırgın kırgın bakmakta yüzüme... bugün anılardan başka hiçbir şeyim yok... elimdeki "aşk" dolu kupadan yudumlayarak yağmuru izliyorum... ve bekliyorum sanki, hiç gel(e)meyecek birini... oysa gelse şimdi, aniden çalınsa kapı, kapıyı açtığımda karşımda o olsa... bir an bakışsak, sonra hiç vakit kaybetmeden sarılsak... ayrılmasak... "geçmiş"in ve "gelecek"in olmadığı sonsuz bir "şimdi" içinde... bugün yağmur var istanbul'da... rüzgâr, o hiç gel(e)meyecek olandan şarkılar fısıldarken, ben cumbada eski bir istanbul hanımefendisi suretinde beklemekte... ve dışarıda hüzün var bugün, bu gece, bitmemecesine... o burada... gelse de, gelmese de... yüreğimdeki tekir kıpırdanıyor, tatlı mırıltılar içimde... biliyorum benimle ve o bilmese de; tar/lihim ellerinde...

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!

Müziğin Gücüne İnananlar İçin

" Doğa için çal !" demişken bunun " Playing For Change " in Türkiye ayağı olduğunu söylemeyi unutmuşum... Farklı kültürler, farklı ülkeler, çoğunlukla ünlü olmayan müzisyenler, müziğin büyüsü ve gücü... Ve sonucunda da tüm gelirin çeşitli yardım faaliyetlerinde kullanılması... merak edenler için; stand by me one love don't worry izulu bring it on home chanda mama war no more trouble a change is gonna come fannie mae god bless america mystery train pemba laka dileyenler http://www.playingforchange.com/ adresinden ulaşabilirler...