Ana içeriğe atla

günün şarkısı; tasvir-i şikayet


cumartesi gecesi oya ve bora'yı disco kralı'nda gördüğümde yüzüme kocaman bir gülümseme yayıldı... uzun zamandır görmediğim dostlarımı görmek gibiydi... dost dedim de, günün şarkısı cicoma gelsin, çoooook senelik, eskimeyen dostuma :))

Yorumlar

iris dedi ki…
hııı hııım :) minicik ama ne güzel sivri dilleri varmış, ece gürsel'e giydirdikçe giydirdi :D
Griffith dedi ki…
iyi etmiş minik guşum. az bile yapmış ece gürsel'e.
iris dedi ki…
hahaa valla aynen :D çok eğlendim izlerken :D ya nette bazı dizi sitelerinde var tüm program, izle bence :D
deep dedi ki…
En sevdiklerim :D:D:Do kadar başkalarki iyiki varlar:):):)):
iris dedi ki…
kesinlikle :)) iyi ki varlar...
"sevmek zamanı"nı birbirlerinin gözlerinin içine bakarak öyle bir söylediler ki... aşkın canlı hali oydu işte... hep mutlu olsunlar :))
deep dedi ki…
başka bir boyuttan onlar o akdar farkında sözleri varki biçok şarkılarında,zaten durmalarıda bundan bence zamanlarını bekliyorlar,yeniden güzel bişilerle karşımıza çıkacakalrını düşünmekteyim bizatihi:D:D:D
iris dedi ki…
:D yeter bekledikleri çıksınlar ama artık :D özledik yafuuu :D

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarık Akan'a Veda

bazı insanlar vardır, samimiyetine, doğruluğuna inanmanız için tanımanıza gerek yoktur. sadece bilirsiniz.  tarık akan da o insanlardandı işte. size selam vermesi için sizi tanımasına gerek yoktu, göz göze gelmeniz yeterliydi. "ün"ü hazmedememiş kimileri gibi yapmacık, gurursuz ve büyük burunlu değildi. "halk"tı o... insandı...  kendisiyle tanışma imkanım olmasına rağmen neden bilmem tanışmadım. bakırköy'de olduğu gibi, yıllarca bodrum'da da karşılaştık, bazı günler ailesiyle şahbaz motel'e  gelirdi denize girmeye... çocuk halimle hayrandım, yetişkin oldum hayranlığım hiç a zalmadı. siyasi tavrını, dik duruşunu gördükten sonra hayranlığım daha da anlam kazandı.  hiç unutmam, gökyüzünün delindiği bir kasım günü bakırköy'de karşılaştık onunla. 2-3 metre aralıkla taksi bekliyorduk ve o benden önde duruyordu. o şemsiyesiz, ben şemsiyeli olduğum halde durdurduğu taksiyi bana gönderip kendisi o yağmurda beklemeyi seçti. öyle de nazik bir insandı.  kaz...

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...