Ana içeriğe atla

ağlamak güzeldir




ağlamak güzeldir
süzülürken yaşlar gözünden
sakın utanma


utanmadım, ağladım doya doya... bakışlarını, düşüncelerini, dediklerini umursamadan ağladım... indirmeye çalıştım yüreğimin şişini...

ağlamak öfke
delice nefret
doruklarda aşk
doyumsuz sevinç
kahreden keder
kısaca hayat ve nefesindir
ve nefesindir


özlediklerim, kaybettiklerim, vazgeçtiklerim, sevdiklerim yaş olup aktı gözümden. hepsi bir oldular... önce dudağımın kenarında asılı kaldılar, sonra kendilerini bıraktılar yokluğa... sel oldular...

ağlamak
şu gelip geçici dünyada
her şeye rağmen var olmak demek


ağladım... o kadar çok ağladım ki yaşadığımı hissettim sonunda... gözlerim acıdı, gözlerim şişti, nefes alamaz hale geldim, sonra nefes aldığımı, var olduğumu anımsadım. vardım ve hala birileri için var olmalıydım bu anlamsız hayatta...

ağlamak
yaşayan binlerce duygu
insanca ve coşkulu
güzel bir şeydir


insan olduğumu duyumsadım tekrar... hala çok şey kaybetmediğimi... hala acı çekebildiğimi, özleyebildiğimi, sevebildiğimi, içimdeki çocuğun ölmediğini hatırladım... sonra bunları unutabiliyor olmama şaşırdım... kimbilir belki de robotlaşmaya başlamıştım...

ağlamak senin kara dünyada
hala sevdiğin ve hissettiğin
tüm güzelliğin ve çirkinliğinle
var olduğundur var olduğundur


ve ağlamak anadilimdi, hala yabancısı olduğum dünyada...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah