Ana içeriğe atla

eve sığışamama sorunsalı


oha bana! tek başıma eve sığamıyorum... kibrit kutusu gibi de değil üstelik (az bir şey daha büyük)... kitaplar, dvdler, dergiler, giysiler, ayakkabılar, çantalar, ıvır zıvır derken resmen evin her köşesini istila etmişim! sığamıyorum!

kütüphanem yetmiyor artık... çalışma masasının üstü dolu, yerlerde kitap dolu kutular... bu nedenle bugün bir sıkıştırma işlemine giriştim... bazı kitapları kutuladım... üniversiteden kalma fotokopilerimin dosyalanmamış olanlarını dosyaladım... kısacası kendime boş yer açmaya çalışıyorum, yeni kitaplarla orayı da hemencecik doldurayım diye :)

ama çok yoruldum... daha şimdiden uykum geldi, anladım ki tavuk oldum ben :) eşyalarını ve okumayı seven bir tavuk :)

Yorumlar

absalom dedi ki…
oyunu görmedim ama "what a wonderful world" ü severim hürmet ederim.
özellikle louis abi sölerse kendimden geçerim.

yannış yere yazıyo gibi bi his var içimde :))
iris dedi ki…
absalomcuum içindeki his doğruymuş bak :)

louis abi söylüyor tabii :) kendinizden geçebilirsiniz :)
damdaki adam dedi ki…
İşe yaramayan fazlalıklardan kurtul önce..

Ve güzel bir bayram dilerim.
iris dedi ki…
kitaplara kıyamıyorum ki, hiçbiri fazlalık gelmiyor :))

teşekkür ederim, iyi ve keyifli bayramlar size de efenim :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah