türk mitolojisi ve inanışlarında ağaç çok önemli bir yer kaplamaktadır. ağaçtan türeme inanışı görüldüğü gibi, ağaçla ilgili değişik inanışlarda görülmektektedir. örneğin, samanlar ağacı gökyüzüne ulaşmak için bir merdiven gibi kullanmaktaydılar. gençler şaman olabilmek için ağaç dikerlerdi ve şaman öldükten sonra ağaçları da yok edilirdi. (ayrıca "bir dikili ağacın olsun." dileğinin kökenin buradan geldiği düşünülmektedir.)
yakut mitolojisine göre, gökteki edebi şamanın kapısına diktiği ağacın dalları arasında tanrının çocukları himaye görürdü. ruhlar kuş biçimini almış olarak bu ağacın dalları arasında uçuşurlardı. inanışa göre bir insan doğunca burdan bir kuş uçarak, o insana can verirdi.
sibirya topluluklarından teleütler ve hakaslarda, her ailenin, insanın ruhlarının kuş biçiminde yaşadığı bir ağacın olduğuna inanılmaktaydı. ayrıca inanışlarına göre bir kadının vücuduna kuşlar girdiğinde kadın hamile kalıyor ve çocuğu dünyaya getiriyordu. çocuk bir yaşından önce ölürse ruhu ağaca geri dönüyor ve yeniden doğmayı bekliyordu. bu yüzden ölen çocukların omuzlarına kanat dikilip tabutlara konuluyor ve ağaca asılıyordu.
yakutlar ayrıca yeraltındaki köklerinin altından, köpüklü bir sarı sıvı halinde güç veren bir suyun fışkırdığını kabul ettikleri, gövdesi dünyanın merkezinde yer alan ve dalları gökyüzüne ulaşan bir dünya ve hayat agacina inanmaktaydılar. hayat ağacıyla ilgili inanışlar türklerde islamiyetin kabulünden sonra -özellikle ilk yıllarında- da devam etmiştir.
yakut mitolojisine göre, gökteki edebi şamanın kapısına diktiği ağacın dalları arasında tanrının çocukları himaye görürdü. ruhlar kuş biçimini almış olarak bu ağacın dalları arasında uçuşurlardı. inanışa göre bir insan doğunca burdan bir kuş uçarak, o insana can verirdi.
sibirya topluluklarından teleütler ve hakaslarda, her ailenin, insanın ruhlarının kuş biçiminde yaşadığı bir ağacın olduğuna inanılmaktaydı. ayrıca inanışlarına göre bir kadının vücuduna kuşlar girdiğinde kadın hamile kalıyor ve çocuğu dünyaya getiriyordu. çocuk bir yaşından önce ölürse ruhu ağaca geri dönüyor ve yeniden doğmayı bekliyordu. bu yüzden ölen çocukların omuzlarına kanat dikilip tabutlara konuluyor ve ağaca asılıyordu.
yakutlar ayrıca yeraltındaki köklerinin altından, köpüklü bir sarı sıvı halinde güç veren bir suyun fışkırdığını kabul ettikleri, gövdesi dünyanın merkezinde yer alan ve dalları gökyüzüne ulaşan bir dünya ve hayat agacina inanmaktaydılar. hayat ağacıyla ilgili inanışlar türklerde islamiyetin kabulünden sonra -özellikle ilk yıllarında- da devam etmiştir.
Yorumlar