ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...
Yorumlar
markasini hatirlamiyorum
paketi (bir paketin icinde 9 tane var)
3.5 dinar yaklasik 5 lira
cikolata parcali muzlu findikli
75 kilodan 84 kiloya cikmis ve hala durmayan kisi
ps: afiyet olsun .)
benim olayım tatlı :))
hiç bıkmıyorum :))
sizin için de bratzel isteyelim ;))
ne güzel bi şeymiş o yaaa :)) ama gerçi burada olmadığı iyi olmuş :))
ben de yaz başında 57 kiloydum, şimdi 62 kiloyum :D adım adım tombi oluyorum :))
teşekkür ederim, afiyet oluyor da,
bence de eyvah :)) başlamam lazım en kısa zamanda zaten.. şu lebkuchenlerim bi bitsin, hemen başlıyorum, söz :))
obez carmen olmaz.
hayır literatüre ters efenim.
ama yerken gözlerim aynı kurabiye canavarı gibi sebimli sebimli bakıyo, aynı ona benziyorum, o kadar pis yemiyorum amaa :))