hadi kalk... tut elimi. sahildeki kahveye gidiyoruz. ne olmuş gecenin bu saatiyse? ve yarın iş varsa ne olmuş? biraz az uyuruz, "an"ı yaşamalıyız, biliyorsun... sözümüz var. gökte ay... denizde hafif dalga... yıldızlar parlamakta... rüzgârsa hafiften okşamakta... daha ne olsun? rüstem amca kapatmamıştır kahveyi daha... oturmuştur boşalmış tahta sandalyelerden birine, açmıştır rakısını, başlamıştır demlenmeye... bize de çıkartır iki kadeh, birer tek atarız, uçuşur zihnimizdeki sorular, sorunlar görünmez olur... elim elimde, gözüm gözünde, zaman durur...