Ana içeriğe atla

kendimle başbaşa

bazen kendi kendisiyle konuşmaya, yalnızlığa ihtiyacı olur insanın... bir mola almak ister hayattan. öyle anlar olur ki, her şey sahte gelir ya da düşüncelerinin dışında gelişmektedir olaylar... işte o zamanlar derin bir nefes çekmelidir yalnızlığından.

Yorumlar

Griffith dedi ki…
şahsen o nefeslerin hiç faydasını görmedim iris.hissettiğimiz o minik yalnızlık ihtiyaçları zamanla bağımlılık yapabiliyor.yalnızlığın azı da çoğu da kötü.
iris dedi ki…
belki de haklısın sevgili griffith... lakin, öyle bir çıkmazdayım ki, "ben"den başkası yardım edemez bana... o nedenle, bağımlılık yapmamasını umuyorum :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!