Ana içeriğe atla

zilli sultan'ın doğum günüsü


dün bizim zillinin doğum günüydü. toplaşıp gittik, 5 yaşından gün aldı zilli sultan... pembe, tüllü elbisesini giymiş, süslenmiş, bir de pembe ruj sürmüş, bir işveler cilveler... çocuğa baktıkça kendimden utanıyorum! söylemesi ayıp ben azıcık odunum da. lafları, yürüyüşü, dans edişi; "allam" diyorum, "azıcık da bana verseydin!"

zamane çocuğu işte, her şeyi biliyor, her şeye cevabı var... bazen öyle laflar ediyor ki, şoka giriyoruz... dün annesine diyor ki, "anne benim hiç topuklu ayakkabım yok. alalım di mi? güzel gözüküyor... evet alalım anne, topuklu, çok güzel." "te allam" dedim, "hala olacaksın bir de, el kadar bebe bile topuklu istiyor, sen hala spor pabuç giyin." hayır o değil de, yazın görmüştüm; ayağına bayağı büyük gelen topuklu ayakkabılarla yürüyüşü bile benden iyi... acep diyorum, zilliden ders mi alsam?!

(tabii hala birazcık şaşkın olduğu için giderken fotoğraf makinesini evde unuttu, o yüzden tembel kuzeninden foto bekliyor :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

şimdi, biliyorum

"bu sabah yağmur var istanbul'da", ben pencerenin ardına saklanmış sokağı izlemekte ve içimdeki tekir kırgın kırgın bakmakta yüzüme... bugün anılardan başka hiçbir şeyim yok... elimdeki "aşk" dolu kupadan yudumlayarak yağmuru izliyorum... ve bekliyorum sanki, hiç gel(e)meyecek birini... oysa gelse şimdi, aniden çalınsa kapı, kapıyı açtığımda karşımda o olsa... bir an bakışsak, sonra hiç vakit kaybetmeden sarılsak... ayrılmasak... "geçmiş"in ve "gelecek"in olmadığı sonsuz bir "şimdi" içinde... bugün yağmur var istanbul'da... rüzgâr, o hiç gel(e)meyecek olandan şarkılar fısıldarken, ben cumbada eski bir istanbul hanımefendisi suretinde beklemekte... ve dışarıda hüzün var bugün, bu gece, bitmemecesine... o burada... gelse de, gelmese de... yüreğimdeki tekir kıpırdanıyor, tatlı mırıltılar içimde... biliyorum benimle ve o bilmese de; tar/lihim ellerinde...

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!

Müziğin Gücüne İnananlar İçin

" Doğa için çal !" demişken bunun " Playing For Change " in Türkiye ayağı olduğunu söylemeyi unutmuşum... Farklı kültürler, farklı ülkeler, çoğunlukla ünlü olmayan müzisyenler, müziğin büyüsü ve gücü... Ve sonucunda da tüm gelirin çeşitli yardım faaliyetlerinde kullanılması... merak edenler için; stand by me one love don't worry izulu bring it on home chanda mama war no more trouble a change is gonna come fannie mae god bless america mystery train pemba laka dileyenler http://www.playingforchange.com/ adresinden ulaşabilirler...