yaşam bütün gücüyle üstümüze gelirken, direniyoruz, bazen susarak, bazen isyan ederek. "geçecek" diyoruz (u)mutlu olmasak dahi, "geçecek"... lakin geçmiyor, bitmiyor, bazen artıyor, bazen azalıyor, hepsi bu...
yaşam da, insanoğlu da tuhaf... bazen bir kelimeyle arkadaşlarımızdan uzaklaşabiliyoruz, aramıza önce mesafeler giriyor, sonra uzuyor. önceden verilmiş sözler bir çırpıda unutuluyor... kopmak istemiyorsunuz ama, karşılaştığınız an, kulaklarınızda yine o kelime uğuldamaya başlıyor. her defasında yeniden kırılıyorsunuz, o kelimeyi gömmek hayal oluyor. kim bilir belki de zaman gerekiyor...
zaman gerekiyor düzeltmek için kırılanları... ama heyhat, hayat öyle kısa ki... masallardaki "bir varmış, bir yokmuş" gibi... bizler de öyleyiz işte, bir varız, bir yokuz, lakin galiba hiçbirimiz bunu pek umursamıyoruz ya da kırıklarımızı tamirle o kadar uğraşıyoruz ki fani olduğumuzu unutuyoruz...
sahi, kırıklarımızı tamire hiç uğraşıyor muyuz? yoksa geçici çözümlerle, göstermelik mi tüm çabamız? bilmiyorum... bildiğim kırgın olduğum... yine konuşsam, görüşsem, güleryüz göstersem de iyileştiremedim yaramı. her defasında aklıma geliyor, unutamıyorum, yine yeniden kırılıyorum... ama ayıplamayın ne olur; -hemen her insanoğlu gibi- ben de baki olduğumu sanıyorum...
Yorumlar