Ana içeriğe atla

Ekmek ve Güller; Tüm Kadınlar İçin...


Omuz omuza yürüyerek gelirken biz, bu güzel günün içinden,

Aydınlarıyız tüm parlaklığıyla aniden çıkan bir güneşin

Bir milyon kararmış mutfak ve bin gri fabrika çatısı hep birden,

Çünkü şarkısını söylediğimizi duyuyor halk 'Ekmekle Güllerin.'

Omuz omuza yürüyerek gelirken biz, erkekler için de savaşımız...

Kadınların çocuklarıydı onlar, biz yine onların analarıyız.

Doğumdan yaşamın sonuna kadar ter dökmekle geçmeyecek günlerimiz,

Yürekler de aç gövdeler gibi: Ekmek verin ama gül de isteriz.

Omuz omuza yürüyerek gelirken biz, geçiyor şarkımızdan

Sayısız ölmüş kadın haykırarak eski türküsünü ekmeğin,

Kölelikten tadını bilmedi ruhları sanatın, sevginin, güzelliğin,

Evet, hem ekmek için savaşımız, hem de güller için.

Daha güzel günleri getiriyoruz, omuz omuza yürüyerek.

Kadınların başkaldırması insanlığın başkaldırması demek.

Artık yok kölelik ve tembellik, bir yatana on kişilik emek.

Paylaşılacak güzellikleri yaşamın, Ekmekle Güllerle, Güllerle Ekmek.



“Ekmek istiyoruz, gül de!” sloganı ilk defa, 1908 New York’unda 128 kadın işçinin hayatını kaybettiği bir fabrika yangınından sonra yürüyüşe geçen 15 bin kadın işçi tarafından söylenmişti. Bu olaydan üç yıl sonra (1911) James Oppenheimer "Ekmek ve Güller" isimli bir şiir kaleme aldı ve bu şiirden bestelenen şarkı -hatta marş demek daha doğru olur) 1912'deki Lawrence grevine damgasını vurdu... Ki zaten bunun sonrasında da bu grev tarihe "Ekmek ve Güller" grevi olarak geçti.

(şiirin orjinali ve şarkı için tıklayınız)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah