Ana içeriğe atla

yinee pisiiii geldiii

öncekileri saymıyorum, geçtiğimiz sene, acıktığında pencerenin önüne zıplayıp, patileriyle cama vuran bi sokak pisim vardı... dişiydi... önce gelir mama ister, yedikten sonra da pencerenin önünde uyurdu... belki size tuhaf gelecek ama perdenin açık durmasını isterdi. ne zaman perde kapanırdı, benimkisi başlardı gene cama patileriyle vurmaya... kendini güvenli hissediyordu herhalde... başlarda anlamadım, hamileymiş meğer... yavruları olduktan sonra bir süre daha geldi, sonra ortadan kayboldu...

yaklaşık 2 haftadır da bu tombi dadandı...
bu haşin bakışlı yakışıklının henüz bir isteği olmadı... mama da istemedi... uğruyor, 20 dakika- yarım saat oturuyor, azcık bakışıyoruz kendisiyle sonra gidiyor...

babam geldi geçen hafta 3 günlüğüne, gördü, tepki aynen şu; "yine mi kedi? kızım bu kaçıncı?" haklı adam, ama ben ne bilim, onlar geliyorlar, ben de bir şey demiyorum...

Yorumlar

Monera dedi ki…
Ehehehe, tombi :]

(notumnotsunnot: cidden ne güzel kediymiş.)
iris dedi ki…
:)) tombi ama, yalan diil :))
çok güzel, temiz, pırıl pırıl tüyleri var yakışıklımın :))
Monera dedi ki…
hehe, valla güzel kedi, bizim de bahçede var bi' tane, tekir, ama bizimki öyle pek uğramıyor, 3 günde bir geliyor, bi' dolanıyor, gidiyor, 2 gün gelmiyor. "Sirseriii" diyoruz biz kendisine.
iris dedi ki…
sizinki normalmiş :)) benimkiler anormal... apartmandaki uyuzlar bile alıştı artık bu duruma :D
Monera dedi ki…
bizim eskiden eve aldığımız bi' kedi vardı, sarman, balkona atlardı ağaçtan, gelir balkon kapısının camına vururdu patisiyle, bi' tanesi de sokak kapısını tırmıklardı açın kapıyı diye, açardık, gider dolanır dolanır evin içinde sobanın yanına yatardı. :] hehehe güzel hayvanlar yahu kediler.
iris dedi ki…
:)) kesinliklee güzeller...

bunun için diil de o hamile olan için camı falan açık bıraktım kaç kere, girmedi, vardır elbet bi bildiği :))
iris dedi ki…
ahah hem de nasıl :))
aa dedi ki…
önemseme/yoğunlaşma/soru sorma bakışı bu. bu bakışa aldığı reaksiyona göre ya bir daha ayrılmaz oradan ya da bir daha uğramaz.

jokersurat bi de :)
iris dedi ki…
:)) o zaman sürekli geldiğine göre istediği reaksiyonu aldı :))

ahah jokersurat :)) sevdim bunu :D

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah