Ana içeriğe atla

gezenti iris

çok yorgunum, ama öyle keyifliyim ki bilokcan...
bir yandan başım ağrıyor, bir yandan gözlerim kapanıyor, bir yandan da sebimli sebimli sırıtıyorum kendi kendime...

cuma sabahı misafirim geldi... kim mi :) sevgili karılıksız karı :))
bütün bir cuma günü gezindik... cumartesi-pazar konferansa katılacağı için tek bir günümüz vardı maalesef. hava muhalefeti nedeniyle istediğim bir gezi olmadı ama bir nevi kültür turu gerçekleştirdik... at meydanı, ayasofya camii, topkapı sarayı, galata, galata kulesi, istiklal caddesi gibi bir güzergahımız vardı... gezintinin sonu küçük beyoğlu'nda bitti :)) ortak arkadaşlarımızın da katılımıyla oldukça keyifli, eğlenceli, bol kahkahalı bir şekilde vakit geçirdik...

cumartesi gecesi de yakın bir arkideşin doğum günü vardı... şahane bir haliç manzarası, fasıl vs. derken kurtlarımızı da döktük... ohh daha ne isteriz ki :)) ben onun yalancısıyım ama karılıksızın dediğine göre ona "hayallerindeki istanbul gecesi"ni yaşatmışım :)) çok mutluu, çok sırıtak oldum vallaa :)) ya da mythemisciiimin deyimiylee, "çoook mes'uduuum" mu desem :))

bugün de karılıksızı yolcu ettikten sonra "profesyonel"e [ki o ayrı bi yazı konusu] gittik...

çoook yorgunumm amaa hepsinee değdi benceee... hee ama tabii anladım ki; yaşlanmışımm ben :))

Yorumlar

Desperate Housewife dedi ki…
her yaşın ayrı güzelliği var canım iris!

her şey için bir de buradan teşekkür etmek istedim.

bir kaç işi hallettikten sonra ben de istanbul not constantinapolis başlıklı yazımı bloğa ekleyeceğim :)

öpüyorum seni çok!
UykusuZ dedi ki…
alkol insanı yorarrr ;)
iris dedi ki…
karılıksız karıcıım
ricaa ederim, amaa teşekküre gerek yok, sen yine gel ;))
ben de öpüyorum çok :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah