Ana içeriğe atla

ayna

ayna ki, sırları tutar içinde
- dökülmüş olsalar da...
beni şimdi
ayna say, içinde sen olan sırlarıyla...
ben, sen ve ayna
gecenin karanlığında
adı "aşk" olan huzursuzlukla
yoksulluk çekmekteyken
ve izlemekteyken zamanı
usulca soluyor mavisi göğün.
siyah-beyaz suretlerimiz yansıyor
titriyor soluğumuz havada.
ve kırık düşlerimizle
sabitiz...
belirmişken
kim "taklit ediyor" diyebilir aynaya!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

((: herkese iyi bayramlar :))