Ana içeriğe atla

her gün yeni bir film; iris sinemalarında


bu gece kendimi masalcı nineler gibi hissediyorum... bir arkadaşımla konuşurken, ona kendimle ilgili bir şeyler anlattım; onun yaşadıklarına paralel olan... çoğunu konusu geçene kadar hatırlamıyordum, sanki hepsi sıralarını beklemiş gibiydiler, anlattıkça anlattım, teker teker döküldüler...

sonra fark ettim ki benim hayatım hiç de monoton değil... her gün yeni bir film; iris sinemalarında... komedisi de var, dramı da, gerilimi de var, korkusu da var, romantiği, belgesel formatlısı da... hem, ücretsiz seyir imkanı da var, tek yapmanız gereken hayatıma karışmak -ki bu zaten maceraya da karışmak demek-... zira iris bir manyak paratoneri, sürekli çekim halinde...

ve bundan sonra "yaşamım monoton" demek yasak iris'e... çünkü, yaşadıklarımıza ayıp etmemek gerek...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

((: herkese iyi bayramlar :))