ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...
Yorumlar
çok teşekkür ederim.
hayat çok saçma hee..
Kibir-gurur-hırs ve kavganın şaka gibi şeyler olduğunu hissettim.
Adımı "ölüm olgunu" taktım babamı morgta son kez gördükten sonra. Hepimiz bu hissi bilmeli aynı zamanda hayatla şakalaşmayı asla bırakmamalıyız.
yoktuk...
vardık...
yok olacağız...
yokluğumuz bekleyenlere yolculuk olacak.
Nil'in mekanı cennet olsun. gitmelerin hepsi acıdır. gençken,gülerken; ağlatmak daha da acı.
sabır diliyorum
Başınız sağ olsun.
hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim...
çok özür diliyorum; herkese ayrı cevap yazacak gücü bulamadım kendimde...
acını anlıyorum
basın sagolsun.
senin de başın sağolsun :( allah tüm sevenlerine sabır versin..