Ana içeriğe atla

yorgun...


kaç gündür şöyle rahat bir nefes alarak oturamadım. sürekli bir şeyler yapmak zorunda olmak ve bunlar için çok az zamanın olması... biraz da 7 çarşambanın bir araya toplanması...

bir yandan koli hazırla -istanbul'dan kaçan baban için- bir yandan gelecek misafirler için temizlikti, yemekti, uğraş, akşama posan kalsın... işte aynen öyle... şu an tüm hislerim baskılanmış durumda, zira hiçbir şey hissetmeyecek kadar yorgunum.

en iyisi sızmadan yatağa süzülmek galiba... umarım bugün güzel ve sorunsuz geçer...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

((: herkese iyi bayramlar :))