Ana içeriğe atla

the notebook...


uzun zamandır elimin gitmediği filmi bugün biraz da gizem'imin isteğiyle izledim. daha önce nasıl olup da elimin gitmediğine, izlemediğime şaşırdım; ama aslında biraz da iyi oldu. yalnız izleyebileceğim bir film değildi, hele ki bu halet-i ruhiyeyle...

filmde her şey iyi hoş, yaşanan aşk şahane ve bir ömre bedel de, biz daha birlikte olmayı, yaşamayı beceremezken birlikte ölmek nasıl olacak?...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

((: herkese iyi bayramlar :))