Ana içeriğe atla

o an


eteklerinde ateşten çiçekler açan kadın
fırlat ayakkabılarını uzağa
çıplak ayakların öyle bir değsin ki toprağa,
vazgeçişi mümkün olmasın senden,
o andan sonra...

Yorumlar

Metin Can Aslan dedi ki…
Hayırdır, kök salmak mı istiyorsun?
Fısıltı dedi ki…
hiçbirşey vazgeçilmez değildir.
iris dedi ki…
fısıltım :))
toprağa karıştıktan sonra toprak vazgeçmiyor ama :))
iris dedi ki…
sevgili metin can aslan,
ben kök salmayı beceremeyenlerdenim... gerçi istemiyorum da :)

ölüme gönderilen kadınlarla ilgili bir belgesel izlerken yazmıştım bunu... o yüzden aslında ne şimdiyle, ne benimle, ne de üzerindeki resmiyle alakası yok yazının :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

((: herkese iyi bayramlar :))