Ana içeriğe atla

zam(an)


zam(an) geniş bir süreye sahiptir,
"an" onun yalnızca küçücük bir parçasıdır.
"an"lar an(ı)lara daha çabuk karışır;
soluduğun nefesin yitip gitmesi gibi...

Yorumlar

ne demiş söz yazarı;

zaman düşer ellerimden yere
oradan tahtaboşa
saatler çalışır izinsiz hep bir sonraya,
resimler sarı güneşsizlikten, duygular değişir

ya ya!!
UykusuZ dedi ki…
evelsi gun defterleri karıştırıyordum, cok uzun yılar once zamanli bir şarkı yapmışım, calsammı calmasammı diye dusunuyorum ne zamandır , bakalım
iris dedi ki…
uykusuzum :)
çall, çall :))
iris dedi ki…
gerisi önemli değil,
çok çok severim o şarkıyı :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

((: herkese iyi bayramlar :))