Ana içeriğe atla

kısa bir mola

bir süredir ilgilenemiyorum blogla ve hatta hiçbir şeyle...
az sonra da gidiyorum.
10 gün kadar yokum buralarda.
eğer hava düzelirse kaz dağları'nın eteklerinde keyif çatıyor olacağım...
ama eğer yağmur devam ederse kaderime küfrediyor olacağım...
görüşmek üzere...

Yorumlar

absalom dedi ki…
:))

bana iyi davranırsan yağmur yağmaz...
istiyosan dene carmen.

hadi dene dene :)))
iris dedi ki…
:) ayyy cok zor bir sey bu absalom :P bi deneyelim bakalım :)
Hacivat dedi ki…
Kıskanılacak bir keyifmiş...
iris dedi ki…
darısı başınıza efenim:)
Hacivat dedi ki…
Amin diyeyim.
iris dedi ki…
amin :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

aynılarından istiyorum :)

bunların ikisini de istiyorum! çok tatlılar, çok! kedinin o kızgın bakışları, kızın o muzur ifadesi... lütfen, bana da... süphaneke dinimiz amin!

şimdi, biliyorum

"bu sabah yağmur var istanbul'da", ben pencerenin ardına saklanmış sokağı izlemekte ve içimdeki tekir kırgın kırgın bakmakta yüzüme... bugün anılardan başka hiçbir şeyim yok... elimdeki "aşk" dolu kupadan yudumlayarak yağmuru izliyorum... ve bekliyorum sanki, hiç gel(e)meyecek birini... oysa gelse şimdi, aniden çalınsa kapı, kapıyı açtığımda karşımda o olsa... bir an bakışsak, sonra hiç vakit kaybetmeden sarılsak... ayrılmasak... "geçmiş"in ve "gelecek"in olmadığı sonsuz bir "şimdi" içinde... bugün yağmur var istanbul'da... rüzgâr, o hiç gel(e)meyecek olandan şarkılar fısıldarken, ben cumbada eski bir istanbul hanımefendisi suretinde beklemekte... ve dışarıda hüzün var bugün, bu gece, bitmemecesine... o burada... gelse de, gelmese de... yüreğimdeki tekir kıpırdanıyor, tatlı mırıltılar içimde... biliyorum benimle ve o bilmese de; tar/lihim ellerinde...