Ana içeriğe atla

Boğazımı Sıkma!

Yorumlar

UykusuZ dedi ki…
olur mu yeni rantlar çıkacak birileri zengin olacak
iris dedi ki…
maalesef ki aynen öyle...
losstime dedi ki…
aynen katılıyorum, yeşil kimin umrında doğa kimin umrunda, miletin ciğerlerini yok edicekler ama kendileri havuzlu villalarda yaşamlarını sürüyorlar. zengin olucaklar
iris dedi ki…
amannn iki üç tane ağaç canımmm, ne önemi var... ama 3. köprüyü yaptıklarında trafik neyin sorun kalmayacak...

tee allam yarebbim... daha ne kadar "sığ" olabilirler acaba?
Sazan dedi ki…
Orada olamayacağım ama arkadaşlarımla paylaştım, bi şey yapmalı, sevgilerimle...
iris dedi ki…
:) teşekkür ederiz :)
deep dedi ki…
Bende bir ödülün var:)
bonafide dedi ki…
sEvgili iris güzel bir ödülün habercisi olarak seni de mimledim haberin ola :)
iris dedi ki…
aklı selimim ve sevgili bonafide çok teşekkür ederim :)
en yakın zamanda gerekenler tarafımdan yerine getirilecektir :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarık Akan'a Veda

bazı insanlar vardır, samimiyetine, doğruluğuna inanmanız için tanımanıza gerek yoktur. sadece bilirsiniz.  tarık akan da o insanlardandı işte. size selam vermesi için sizi tanımasına gerek yoktu, göz göze gelmeniz yeterliydi. "ün"ü hazmedememiş kimileri gibi yapmacık, gurursuz ve büyük burunlu değildi. "halk"tı o... insandı...  kendisiyle tanışma imkanım olmasına rağmen neden bilmem tanışmadım. bakırköy'de olduğu gibi, yıllarca bodrum'da da karşılaştık, bazı günler ailesiyle şahbaz motel'e  gelirdi denize girmeye... çocuk halimle hayrandım, yetişkin oldum hayranlığım hiç a zalmadı. siyasi tavrını, dik duruşunu gördükten sonra hayranlığım daha da anlam kazandı.  hiç unutmam, gökyüzünün delindiği bir kasım günü bakırköy'de karşılaştık onunla. 2-3 metre aralıkla taksi bekliyorduk ve o benden önde duruyordu. o şemsiyesiz, ben şemsiyeli olduğum halde durdurduğu taksiyi bana gönderip kendisi o yağmurda beklemeyi seçti. öyle de nazik bir insandı.  kaz...

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...