Ana içeriğe atla

iltifatta son nokta

öğrenci milleti bu işi çözmüş arkadaş!
bizim aklımıza gelip de iki lafı bir araya getiremezdik... bunlar maşallah destan yazıyor, kızlı erkekli...

"edebiyat hiç bu kadar güzel olmamıştı."
"hocaam, okula geldiniz geleli hayatıım, ee şey edebiyat dersi renklendi."
"neden büyüksünüz hocam?"
yazılı sırasında yüzüme bakan öğrenciye "yüzüme bakacağına kağıdına baksana" diyorum, çocuğun cevabı "ama kağıt sizin kadar güzel değil hocam" oluyor...
te allam yarebbim...
beni tanımayanlar da afroditin suretiyim sanacak... bizdeki canavar kılıklının değil tabii yunan mitolojisinde olanın...
ama ne yalan söyleyeyim alakam yok :))
....

bir tanesi de var, sürekli bana "metee hocamm, metee" diyor... "ne metesi, ne diyorsun sen?" dedim... "dizii var yaa hocamm" diyor... sonra alakasız bir anda geliyor, "hocam siz bi dizi var, ondaki müzik öğretmeninee benziyorsunuz." diyor... ben de bilmiyorum dizi mizi, anlamıyorum doğal olarak... ta ki geçen güne kadar... onun bana bunları söylediğini duyan öğrencilerim yanıma gelip bana kısaca dizinin özetini verdiler... böylelikle ben de ayvayı yemiş olduğumu anlamış oldum... zira bu şaşkın ördek arkadaşlarına da sürekli benden bahsediyormuş...

offf offf...

şaka maka çocuğun edebiyat notlarında düzenli bir artış var :)

ama ben yine de galiba diğerlerini yazmasam daha iyi diyorum, ve susuyorum :)

Yorumlar

ɢ э ɢ ʝ dedi ki…
Ahah yeni nesle bakin hele :)
Demek bu yeni nesil baya ilerletmis durumu.Eeee gözleri acik doguyorlar artik neredeyse.
Ancak senin dedigin gibi biz iki lafi bir araya getiremezdik bunlar massallah kaptirmis gidiyorlar vesselam :)
ayrica su kismi baya bi sevdim:
" yazılı sırasında yüzüme bakan öğrenciye "yüzüme bakacağına kağıdına baksana" diyorum, çocuğun cevabı "ama kağıt sizin kadar güzel değil hocam" oluyor...
te allam yarebbim... "
:))))
iris dedi ki…
sorma gegi :) feciler :)
çocuklarla iç içe olunca her gün yeni bir bomba oluyor :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

ara

ilişkilerle ilgili en gıcık olduğum kavramlardan birisi "ara verme"dir. hiç anlamam... bilgisayar mıyız lan biz, kapayıp açtığımızda eski, normal işleyişimize geri dönelim? mesele özlemekse, bunu dillendirmeden bahaneler uydur, görüşme, özle... mesele sorunlarsa konuş, anlat, dinle, çözmeye çalış... bir süre görüşmediğinde sorunlar ortadan kalkacak mı? ama mesele bu değil elbette. ara vermek ayrılığın önsözünü yazmaktır. kolaylaştırmaktır bir nevi... ilişkiye ara verilir, zaman geçer, bu sürede onsuz da yaşanılabildiği keşfedilir, ufak sorunlar göze batmaya başlar; zaman geçer, kişiler geçen zamanda kendilerini ayrılığa alıştırır... sonra birleşilir yeniden, ama kaçınılmaz son kapının eşiğinde beklemektedir... küçük bir kıvılcıma bakar her şey, önsözden sonra, roman da biter...

çöp çocuk ve kibrit kızın aşkı

çeviri I kibrit kız pek hoştu çöp oğlan perişan halde! endamına kapıldı: "ateşlidir herhalde!" kibrit kızla arası aşk ateşiyle doldu. bizim sevdalı oğlan yandı bitti kül oldu. çeviri II çöp çocuk bayılıyordu kibrit kız'a hele çok ateşli duran sevimli hatlarına ama ne kadar sürebilirdi bir çöple kibritin aşkı? çöp çocuk'tan geriye sadece külleri kaldı. canım sıkıldığı zaman tekrar tekrar okuduğum kitaplardandır, istiridye çocuğun hüzünlü ölümü... bu ara şu yazılılardan kafamı kaldırıp da bir şey yapamıyorum... diğer kitaplarım da okunmayı bekliyorlar... hadi dedim bu defa da kafam çok doluyken okuyayım, biraz rahatlayayım :) istiridye çocuğun hüzünlü ölümü, tim burton'ın eseri tabii... gerek çizimleri, gerek şiirleri benim için çok keyifli... ilk basımı ve çevirisi om yayınevinden çıkmıştı... ama maalesef artık om yayınevi olmadığından, o baskıları bulmak çok zor... ikinci basımı ve çevirisi de altıkırkbeş yayınlarından... çeviriler elbette aynı değil, ama yine de

haftanın şarkısı, nazende sevgilim

kaç gündür sürekli bu şarkıyı dinliyorum... takılmış durumdayım... geçenlerde yakın bir arkadaşım, "mutlaka dinlemelisin" diyerek yolladı, o günden beri kopamadım... ben bu şarkıyı nasıl olmuş da bunca zamandır kaçırmışım? bir yandan enstrümantal versiyonu, bir yandan azeri versiyonu, bir yandan bu... türkiye türkçesi versiyonunun sözleri şöyle; değdi saçlarıma bahar gülleri nazende sevgilim yâdıma düştün sevenin bahtına bir güzel düşer sen de tek sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün gözlerim yoldadır, kulağım seste ben seni unutamam en son nefeste ey ceylan bakışlım, ey boyu beste gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün sensiz dağ yoluna çıktım bu seher öksüz kumru gibi güller lâleler "sen niye yalnızsın?" sordular eller gurbette sevgilim aklıma düştün nazende sevgilim yâdıma düştün nazende sevdiğim (azeri türkçesi) azeri versiyonunun (yani aslında orjinalinin) sözleri de sözleri de şöyle (yani umarım :) : değdi saçlarıma bah