Bazen her şeyden sıkılıp uzaklaşmak istiyorsunuz; bazen uzaklaşıyorsunuz da.
Her şey önemini, değerini yitiriyor sizin için.
Yaşamaya devam etmek ya da ölmek birbirinden ayırt edilemez hale geliyor.
Ve hayat, aslında tam da ondan vazgeçtiğiniz anda başlıyor.
Umursamadığınız, "ne olursa olsun" dediğiniz anda... Sanırım her zaman, her şeyin -en olmaz dediğinizin ve hatta hiç düşünmediklerinizin bile- olma/ gerçekleşme ihtimali var...
Bir sabah uyandığınızda çok sevdiğiniz birisini kaybetmiş ya da en çok güvendiğiniz kişi tarafından aldatılmış olabiliyorsunuz...
Yıllarca süren ilişkiniz apansızca bitebiliyor...
Bazen, hiçbir suçunuz yokken ihale size kalıyor ve baş suçlu ilan ediliyorsunuz... Anlamıyorsunuz...
Ama her zaman kötü şeyler de olmuyor tabii...
Yıllardır tanıdığınız, önce zirvelerde, sonra arkadaş ortamlarında birlikte bulunduğunuz, sohbetler ettiğiniz, hatta sabahlara kadar geyik yaptığınız bir adama aşık olabiliyorsunuz.
"Evlilik bana çok uzak"; "Bir defa kıyısından döndüm, artık evliliği hiç düşünmüyorum" derken kendinizi gelinlik - ayakkabı - nikah şekeri üçlemesinde seçim yapmaya çalışırken bulabiliyorsunuz...
En azından bana öyle oldu...
6-7 senedir tanıdığım, arkadaşça sohbetlerden ötesine geçmediğim, hiç yalnız buluşmadığım birisine aşık oldum... Üstelik benden kilometrelerce ötedeyken.
Bir ay önce, yeni bir hayata başladık birlikte. Maşallah, her şey çok güzel.
Ve biliyorum; birlikteyken çok daha güzel olacak her şey...
Yorumlar