(İsmiyle müsemma bir eser. Okurken huzursuzluğa gark olsanız da, hüzünlü şiirselliğine karşı koyamıyorsunuz.) "Ben, genellikle kendi derinliklerimde bile henüz tasarlanmamış eylemlerin, dudaklarımı uzatırken aklıma bile getirmediğim sözcüklerin, tamamına erdirmeyi umursamadığım hayallerin kuyusuyum. Ben, tam inşası sürerken inşa edenin düşünmekten bıktığı, oldum olası kendi yıkıntısından başka bir şey olmamış bir yapının yıkıntısıyım." "Biz, olmadığımız şeyiz, hayat kısa ve hazin." "Yaşamak bana, maddenin metafizik bir hatası gibi geliyor, eylemsizlikten kaynaklanan bir dalgınlık." "Geçmişim, olmayı başaramadığım her ne varsa onlarla dolu." "Rüyasız bir uykudur unutmak." "Hissetmek ne büyük bir ağırlık!" "Bulutlar... İstemeden varım, istemeden öleceğim. Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum, birer hiç olan şeylerin ortasındaki soyut ve tensel noktayım – ...